Bu gece Jack sayesinde mışıl mışıl uyumuşum. Lakin odamdakiler için aynısını söyleyemeyeceğim. Horlamamdan mustaripler. Daha önce böyle bir şey ile karşılaşmamışlar. Daha önce de odalarında horlayan olmuş lakin kulaklık takınca ses gelmiyormuş. Bende ise kulaklığı dahi titretiyormuşum.
Şimdi bu satırlarımı hafif çiseleyen yağmur altında, çardakta tek başıma Manolya Subay Barında loş ışık altında kaleme alıyorum. Sağ yanımda çayım, sol yanımda purom, ayaklarımın dibinde bana sürtünen kedim ile. Havada taze toprak kokusu, puromun dumanı ile karışmakta. Uzun zamandır kalemimden uzak kalmanın prangalarını kırıyorum. Burada ortam çok güzel. Adeta bir tatil köyündeyim. Etraf zeytin ve limon ağaçları dolu. Yer yer narenciyeler ve baharın müjdecisi çiçekler ile dolu. Geceleri ise serin olmakta. Ara ara yağmur da yağmakta. Samsundaki acemiliğimizi düşününce burası çok lüks kaçmakta. Sabah geç kalkmak - geç dediysem saat 6.00’lar - istediğin zaman sıcak su ile duş alınabilmesi ve tuvaletlerde kağıt bulunması. Üstelik yemekte de kazan hakkımızın olup ücret ödemiyor oluşumuz. Bir de geçenlerde söylediler “Gümak” diye bir şey varmış. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Subaylara ve Astsubaylara tanıdığı hak gibi bir şey. Ay başında listeler belirleniyor; tütün, sigara, parfüm ve daha birçok şeyi çok cüzi fiyatlar ile temin ediyorsun. Şimdiden bu lüksü dört göz ile bekliyorum. Bu hakka alkol de dahil üstelik.
Bugün ilk cezamı da vermiş bulunmaktayım. Burada yaklaşık kırk küsür bölük olduğu için erlere dağıtılacak ilaçları bölük vizite sorumluları gelip bizden almakta. Bugün gelen bir viziteci, viziteci kartını yanında getirmemiş. Kendisine sorduğumda ise MEBS’te elektrik gittiği için bastıramadığını söyledi. Kendince yeni olduğum için beni yokladı. Ben de ceza olarak elektrik bir elektrik iki şeklinde sayıp şınav çektirdim. Ve çok ciddi durdum. Sonra gidince gülüştük tabii :)
Kod adı Kurt Adam