Bu Bir Kendine İyi Bak Yazısıdır

Bu Bir Kendine İyi Bak Yazısıdır

  Seni özgür bırakacağımı söylemiştim. Fakat yazması, yapmasından çok daha basitmiş. Maalesef bunu ancak zamanı geldiğinde anlayabildim.

  Bu bir kendine iyi bak yazısıdır.

  Başından herhangi bir süre koymamıştım kafamda. Kendimi uyandırmak için saatlerimi ayarlamadım bu yüzden. Gördüğüm rüya ne zaman biterse o zaman uyanırım diye düşündüm. Seni ne kadar yaşayabilirsem, seni ne kadar yaşamam gerekiyorsa o kadar yaşardım, bunda ne vardı ki? En büyük yeteneği uçmak olan seni, bir kafese koyup nefes almanı bekleyemezdim. Kanatlarını çırparak güzel rüzgarlar getirmiştin bana; bazı geceler sağanak bir yağmurun ardından içimin titremesine sebep olan ve bazı sabahlar, güneşin doğuşuyla yüzümü turuncunun renklerine boğan. Ve yine yarattığın bu güzel rüzgarlarla gidecektin buralardan. Varlığının her dakikası, her saniyesinde iliklerime kadar hep hissettim bunu. Doğanda yoktu durulmak. Bulutlarla yarışmalıydın yükseklik mevzusunda.

  Tüm bu kargaşanın ortasında, durup soluklandığımda fark ettim zamanının dolduğunu. Çünkü seninle ancak kendimle baş başayken yalnız kalabiliyorum artık. Gözümü kapadığımda hissedebiliyorum yüzünü. Kulaklarımı etrafa tıkadığımda duyabiliyorum ancak sesini. Görüntün önümde git gide silikleştikçe içimde yeniden beliriyor. Tekrar tekrar aynı sözcükler çıkıyor ağzından, güzel melodilerde. Anlattığın hikayeler, sanki her seferinde yeni duyuyormuşum gibi söyleniyor kulaklarıma. Hep aynı yerinde dilin sürçüyor ve ben hep aynı yerinde gülüyorum. Senin düşüncelerin dönüyor kafamda tekrar tekrar. Git gide yaşayacaklarıma değil, yaşadıklarıma dönüşüyorsun.

  Hiç gocunmuyorum, sakın üzülme. Aksine önüne bak, gecikmeden yola çık. Geçtiğin yolların bir yanında yemyeşil tarlalarda kalemle çizilmiş gibi duran rengarenk çiçekler uzansın, diğer yanında da eşsiz günbatımları. Deniz kokusunu duyana kadar durmadan ilerle. Vardığın sahillerde ellerini sıcacık kumlara daldır ve taneciklerin elinden kayıp gidişini izle. İrili ufaklı çakıl taşları toplayıp doldur ceplerine, ama çok ağırlık yapmalarına izin verme. Alıkoymasın yolundaki güzellikler esas yolculuğuna. Daha da güzelleri bekliyor seni, bundan çok eminim. Ruhun, gözlerinin ardından taştığı anlarda görebildim sadece bunu: öyle berrak, öyle canlıydı ki için, sadece yaşamak için yaratılmıştın. Hayallerin üst üste konduğunda en uzun dağdan bile daha yükseğe değiyordu. Aklına gelenleri söylemek için günlerce oturup soluklarımız tükenene kadar da konuşsak yetmezdi sana. Şu ana kadar yazılmış tüm şarkıları söylesen yine de yorulmaz, nicelerini kafandan uydurup okurdun. Yapabilsen dünyayı tüm renklerle boyar, var olan tüm hayvanları severdin.

  Kendine iyi bakacaksın, biliyorum.

  Seni özgür bırakacağımı söylemiştim. Ve sen de hep özgür ol.

 

Yeşim Bulut

Bloga dön