YAPRAK
Minik bi yaprak gözümün önünde yere yuvarlandı. Henüz sarı bile değildi. Yemyeşil bir yaprak ağacından düştü. Acaba ağaç o kadar yaprak arasında hissetmiş miydi küçük yaprağın artık bir parçası olmadığını? Duymuş muydu yere çarpışının minik rüzgarını? Eksikliğini çekecek miydi artık? Yoksa seviniyor muydu yeni yeşerecek yapraklara yer açıldığı için? Hiç düşünmüş müydü bir yaprak olmanın ne kadar zor olduğunu? Kendine benzeyen binlercesinin arasında gittiğinin farkına varılmayacak minik bir yaprak olmanın ne kadar zor olduğunu? Yerinin ne kadar kolay doldurabileceği dışında bir düşüncesi var mıydı acaba yaprakla alakalı? İhtiyacı var mıydı ki o yaprağa? Özellikle o yere düşen yeşil yaprağa? Biri gider bini kalır diye düşünebilirdi. Peki ya bütün yapraklar birden düşselerdi yere? Yemyeşil bir halı serpilseydi ağacın çıplak gövdesinin dibine. O zaman düşünür müydü ağaç ne kadar zor olduğunu bir yaprak olmanın? Çıplak gövdesini çevreleyen yeşil örtünün her birinin farklı yapraklar olduğunu ayırt edebilir miydi? Geri ister miydi dökülen yaprakları yoksa yenilerini mi beklerdi? Örtünmek için mi isterdi yaprakları yalnız kalmamak için mi? Ağaç, yaprakların farkında mıydı ki? Onlar hakkında hiç düşünmüş müydü? Vücudunun uzuvlarından çeşitli yönlere uzanan minik yeşil parçalar onu ne kadar ilgilendirirdi? İlgilendirmeli miydi? Sevinmeliydi belki de ağaç kendi çapında minik bir krallığı olduğundan. Üzülmeliydi belki ağaç hiçbir zaman beraber yaşadıklarıyla aynı kaderi paylaşamayacağından.
MEŞE
Koca bir meşeyi kestiler bugün. Eminim ki dünyadaki tüm insanlardan daha yaşlıydı. Acaba meşe uzun ömründe bir gün bile korktu mu sonunun insan elinden olacağına? Düşünebilir miydi böyle bir saygısızlığı kendisine yapılacak? Eninde sonunda varlığının sonlanacağını kestirebilirdi elbet fakat koca gövdesinin torunu olacak yaşta insanlar tarafından budanmasını öngörebilir miydi? İstiyor muydu yaşamının sonlanmasını? Bıkmış mıydı tanık olduğu felaketlerden, yaşamaktan? Bir kız görmüştüm o meşenin koca bir dalına kendini asan. Meşe de görmüş müydü? Gördüyse neden yardım etmemişti? İstemiş miydi bir insana mezar olmak? Belki de sonunun insandan olacağını biliyordu ve o genç kız ipliği vücuduna bağlayıp daha sonra boynuna geçirirken bu yüzden sesini çıkarmamıştı. Ya da meşe insanların hiçbir zaman sahip olamayacağı bilgilerle doğmuştu. Ölümün varolmadığını mı düşünüyordu? O zaman yaşam da olmamalıydı. Ölüm olmadan yaşanabileceğinin sırı yaşlı meşede miydi? Bu yüzden mi kestiler yaşlı meşeyi? Kimsenin haberi olmamasını mı istediler ölümsüzlükten? İnsanların öleceklerini bilerek yaşamalarını istediler. İnsanların cahil kalmalarını istediler. Bu yüzden de meşeyi katlettiler. Yaşlı bilge meşeyi gövdesinin ortasından utanmadan kesiverdiler.
Sıla Demiral