Bir kaçıştı bu tam aradığım,
Aradığın belki.
Sıkışmış bir denklemdi bizimkisi ne yapacaktın ki?
En kötü saç tellerine kadar ıslanıp
Yine kuruyacaktın.
Islak kalamazdık,
Güneşte de kalamazdık.
Kaçmalıydık gün ışığından,
Sonra şehirlerden.
Eylül’de başlardım kuruyan yapraklara dönmeye sonra. Sonra koparılan.
Bir yaz gecesi rüyasıydı bu;
Uyanamadığım.
Kabulüm artık;
Gerçekse yakından derin,
Kaçıştı aradığımız, ama kaçamadığımız...
Gerçeklere vedaydı bu sessizlik,
Boşluktu sonu olmayan.
Farklı zamanlarda buluşacak karakterler mi yaratacaktık şimdi?
Ya da maskelerimizi sakince takıp yeni rolümüze mi odaklanacaktık?
Ve kabulüm artık;
Yaşamaya çalışacaktık
Hikayelerden uzak.
Hiç okunmamış gibi,
Hiç okunmamış olacaktık. Hikayelerdeki boşluklar okunmaz ki...
Boşlukları yıllar yılı dolduracaktık belki;
Tılsımdı bu çözülebilir olacaktı aramızda
Belki yeniden yazılabilir de olacaktı sayfalarımız,
Ve masal tadında rüyalarımızın kahramanları olarak girecektik hayatlarımıza,
Masal perileri ve prensler rüyalarda hayat bulmaz mıydı?
Büyürken göz bebekleri yeniden doğmazlar mıydı?
Şengül Demir Altındağ