Tohum

Tohum

Adınla ektiğim her tohumla,
Bir aşk ormanı hayal ettim.

Güneş açtım yüreğimden,

Çiçeklerin bana dönsün diye,

Gönlümden berrak su olurdum,
Bir gözünden diğerine akan.

Toprağın su dolsun diye.
Dört bir yanına dizdim iyi niyetlerimi,

Sen bir bir harca diye,
Çok şey öğrendim yaşadığım aşklarda,

Serseri bir rüzgar vurdu,
Tam da şakağımı kanatacaktı.
Sildim yaramı her zaman sildiğim hüzünden bezlerle.
Hepsinden düşerdim.
Bas bas bağırdığım tepelerde,
Sana varmak sanırdım,
Kendime geldim bir fiil bakışıyla,
Bir filin hüzünden gözlerle.
Çok şey öğrendim yaşadığım aşklarda,

Boncuk boncuk terledim,

Çünkü bana bir adım atsan,

Sever adım koşardım sana.

Çünkü ben de aşık olmak istedim

Ahmet abiyle damdan düşer gibi.

Balkona astığım bahanelerimi topladım,

Hani sana bakacak sebep bulunur diye.

Çok şey öğrendim yaşadığım aşklarda,

Bir olta attım kıyısından.
Sana yetişir diye asyadan, avrupadan.

Bir bir kopardım çiçekleri,
Ki sen hiç sevmezsin biliyorum.

Orman kuracaktım saçlarına,

Kopardığım çiçeklerle iki yanına,

Bir sağdan, bir de soldan.
Çok şey öğrendim yaşadığım aşklarda,

Bir bir dökmek istedim yüzümden,

Sana olan alışkanlıklarımı.
Bir bir topladım suretimi,

Eteğinden dökülen taşlarla.
Kırk kırık biriktirdim parmak uçlarımda,

Sonra adım adım yürüdüm üstünde Adınla.
Çok şey öğrendim yaşadığım aşklarda,

Zeytin dalıyla terbiyelediğim sabrımı,

Sana uzattım bana uzanırsın diye.

Işıksız odalara bir bir kilitlediğim,

Fikrimden uzak ön yargılarımı.
Ne sana açtım ne de bana.

Şimdi bir bir kırıyorsun o kapıları,

Sinirden dövülmüş çekiçlerle.
O kapılardan girde,
Bütün benliğim tükensin.

Çünkü sen artık bensiz daha güzelsin.

 

Hüseyin Yıldız

Bloga dön